Trabzonspor’da formanın hakkını vermek
Trabzonspor formasını genç yaşta sırtına geçirmek büyük bir gurur, A takıma yükselmek ise onur verici bir adımdır.
Ancak asıl mesele formayı giymek değil, o formayı hak ederek sırtında tutabilmektir.
Son dönemde sıkça duyduğumuz “Gençler oynasın” söylemi, sadece tribünlere hoş görünmekten öteye geçmemektedir.
Çünkü Trabzonspor formasını taşımak, adanmışlık, karakter ve disiplin ister.
Bugün bir bizim gençlere bir de “Fransa’dan gelen ama yüreğini bu kente adayan” bir gence bakalım. Performansları üzerinden görüyoruz ki;
bu forma yaşa, pasaporta, memlekete bakmaz!
Bu formayı giyebilmenin tek ölçüsü emek, karakter ve sahadaki duruştur.
Henüz 19 yaşındaki bir genç Fransa’dan gelip 3 maçta fark yaratabiliyorsa,
altyapıdan gelen kardeşlerimizin de dönüp aynaya bakması gerekir:
“Ben nerede eksik kaldım, neden o formayı hak edemedim?”
Yetenek, tek başına hiçbir şey ifade etmez.
Çalışmadan, fedakârlık yapmadan, cefasını çekmeden o formaya kimse sahip çıkamaz!
U19’da final oynamak güzel, ama A takımın kapısından içeri girebilmek için
mental olarak güçlü, mücadeleye hazır ve formaya layık olmak gerekir.
Bugün Oulai bunun en somut örneği;
Cihan,Salih,Boran,Arda ve diğer gençlerimiz için ise önemli bir ders niteliğinde.
Ve unutulmasın:
Kimliğinde sadece “Trabzon” yazanı değil, bu formanın hakkını veren herkesi ülke şehir,ayırt etmeden kendi evladımız biliriz!
Bu forma için savaşanlar, terinin son damlasına kadar mücadele edenler bizim gerçek kahramanlarımızdır.
Söylemler değil, sahadaki duruş belirler kimin Trabzonsporlu olduğunu!