Son bir haftada siyasetin gündeminde dikkat çekici gelişmeler yaşandı. Beykoz Belediye Başkan Vekili Özlem Vural Gürzel, daha önce CHP’de görev yapan Seydişehir Belediye Başkanı Hasan Ustaoğlu ve Yeniden Refah Partisi’nden Emirgazi Belediye Başkanı Mesut Mertcan, AK Parti’ye katıldı. Söz konusu isimler, muhalefet çatısı altında hizmet etmenin mümkün olmadığını dile getirerek tercihlerinin yönünü iktidar partisine çevirdiler. Bu geçişler, muhalefetin yaşadığı dar boğazı bir kez daha gözler önüne serdi.
CHP’de ise iç karışıklıklar giderek derinleşiyor. Mahkeme tarafından İstanbul İl Başkanlığı görevi verilen Gürsel Tekin, “Aziz insanlara yenilmeyeceğiz. Daha önce Muharrem İnce’ye, Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan linç girişimi şimdi bize yapılmak isteniyor. Buna müsaade etmeyeceğiz.” sözleriyle dikkat çekti.
15 Eylül’ü CHP açısından yeni bir milat olacak gibi.
Öte yandan, sahte diploma davası kapsamında savunma veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sözleri tartışmalara yol açtı. İmamoğlu’nun, üniversite mezun arkadaşlarıyla takım olarak maç yapabileceğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kastederek “O tavla bile oynayamaz.” ifadelerini kullanması, siyaset kulislerinde tepkiyle karşılandı.
Parti tabanı ve kamuoyunda, böylesi bir üslubun CHP’yi küçülttüğü yönünde eleştiriler artıyor.
Gelinen noktada hâkim olan görüş açık:
CHP, kurultay kavgalarıyla ve İmamoğlu’nun davalarıyla köşeye sıkışmış durumda. “Ana muhalefet” iddiasındaki parti, kendi içindeki hesaplaşmaları aşamadan ülke gündemine dair tek bir adım dahi atamıyor. Önümüzdeki süreç CHP için sadece zor değil, aynı zamanda yıpratıcı olacak gibi görünüyor.