Gazze’nin çocukları Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı tarihi konuşma, kulislerde en çok konuşulan başlıklardan biri oldu. Erdoğan, İsrail’in Filistin’e yönelik mezalimini elindeki fotoğrafları göstererek tüm dünyaya haykırırken “Daha adil bir dünya mümkün” mesajını bir kez daha güçlü şekilde vurguladı.
Gazze’den gelen ve sosyal medyada hızla yayılan çocukların mektubu ise, BM kürsüsündeki bu çıkışın ne denli yankı bulduğunu gözler önüne serdi. “Bu mektup sadece satırlardan ibaret değil, göğe ulaşan çığlıklarımızdır” ifadeleriyle başlayan çağrı, Erdoğan’a duyulan güveni ve beklentiyi ortaya koydu.
Ankara kulislerinde, Erdoğan’ın bu duruşunun sadece Türkiye’nin değil, İslam dünyasının da moralini yükselttiği konuşuluyor. Parti içinden ve muhalif çevrelerden dahi, “Hiç oy vermemiş olsak da Erdoğan’ın Gazze konusunda takındığı tavır ve dünya sahnesindeki temsiliyeti takdire şayan” değerlendirmeleri yapılırken, Türkiye’nin dış politikada elde ettiği görünürlük dikkat çekiyor.
Bu çıkışın, önümüzdeki süreçte hem diplomatik temaslarda hem de iç siyasette Erdoğan’a güçlü bir prestij kazandıracağı değerlendiriliyor.
Gazze’nin çocuklarının işte o çağrısı
Gazze'nin çocukları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi:
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Biz Gazze’nin çocukları olarak size bu mektubu yazıyoruz. Bu mektup sadece satırlardan ibaret değil, göğe ulaşan çığlıklarımızın ve acılarımızın sesidir.
Bu sadece bir mektup değil, her şehit çocuk, ailesini kaybetmiş her yetim, yarasını saracak kimse bulamayan her yaralı, evladını yitirmiş her anne ve evini, ailesini kaybetmiş herkes adına sana ulaştırdığımız bir yardım çığlığı ve son çağrıdır.
Bu, uluslararası sessizlik çağında işlenen sistematik bir soykırım altından çıkan bir çağrıdır..
Sayın Cumhurbaşkanım, son iki yıldır Netanyahu, işgalci devleti ve Nazi ordusu tarafından, Gazze’de insanlara, taşlara, ağaçlara karşı sistematik bir soykırıma maruz kalıyoruz. Bu, tarihin gördüğü en acımasız, en kapsamlı soykırımlardan biridir; sadece çağımızda değil, tüm tarihte eşi benzeri görülmemiş bir felakettir.
Bu soykırım sadece bizi öldürmekle kalmıyor; varlığımızı silmeyi, kimliğimizi yok etmeyi ve doğduğumuz topraklardan söküp atmayı amaçlıyor.
Sayın Cumhurbaşkanım, biz savaş meydanlarında ölmüyoruz. Biz ekmek kuyruklarında, fırınların önünde, enkaz altında, annelerimizin kucağında ölüyoruz. Acımasız bombardımanlarda, boğucu kuşatmalarda, bedenlerimizi kemiren açlık ve susuzlukta ölüyoruz.
Biz kendimizi sizin evladınız, torununuz olarak görüyoruz. Bu zulmün devam etmesine, düşmanın bu suçları işlemeye devam etmesine izin vermeyin.
Sayın Cumhurbaşkanım, Türkiye’de darbe girişimi olduğunda Gazze o gece uyumadı. Sabah kadar sokaklardaydık, anneler ve camiler o darbe girişiminin başarısız olması için dua etti.
Son seçimleri kazandığınızda Gazze’de şeker dağıttık, halk secdeye kapandı ve Allah’a şükretti. Kuşatma ve işgale rağmen size ve sevgili halkınıza her zaman sadık kaldık.
Sayın Cumhurbaşkanım, siz İslam dünyasının bir sembolüsünüz.
Milyonlarca Müslüman sizin sözlerinize ve eylemlerinize umutla bakıyor. Artık güçlü bir söz gerekmektedir. Bu zulmü durdurmalısınız.
Bu soykırımı durdurabilecek güç sizde. Lütfen bizi ölümden ve açlıktan kurtarın.
Kalplerimiz, Türkiye’deki kardeşlerimizin kalpleriyle birlikte atıyor.
Umudumuz Allah’tan sonra sizdedir.
Lütfen bizi yalnız bırakmayın.